22 Eylül 2009 Salı

İŞİTME KAYIPLI ÇOCUKLARA EĞİTİCİ YAKLAŞIMLAR

İşitme kayıplı çocuklarda eğitim

İŞİTME KAYIPLI ÇOCUKLARA EĞİTİCİ YAKLAŞIMLAR

İşitme kaybı bulunan bir bebekte konuşmanın öğrenilmesini etkileyen faktörler neler olabilir?

Bir bebeğin konuşmayı öğrenebilmesi için normal veya normale yakın işitme, normal sınırlarda zeka, konuşmayı düzenleyen sinir ve kas yapıları ile ses çıkarma ve konuşma organı olarak görev yapan akciğerlerin ve soluk borusunun normalliği, uygun bir anadil konuşma ortamı, yakın çevrenin sevgisi ve ilgisi ile bunlardan ayrı olarak çocuğun coşku gelişiminin normal sınırlarda olması gerekmektedir.

Diğer bir deyişle konuşmayı öğrenebilmek için çocuk ;

- Uygun bir sözel iletişim ortamı ve anadilden zengin konuşma ortamı içinde yaşamalı,

- Konuşmayı çözmek ve üretebilmek için sağlıklı bir biyolojik donanıma sahip olmalı,

- Dil girdilerini algılamak için göz ve kulak gibi duysal organları sağlıklı işlev göstermeli,

- Dilin temel yapılarını fark edebilecek ve öğrenebilecek yeterli zihinsel kapasiteye sahip olmalıdır.


Doğuştan işitme kayıplı bebklerin en temel sorunları, konuşma seslerine dikkat etme ve dinleme alışkanlıklarının bulunmamasıdır

İşitme kayıplı çocuklar, konuşma seslerini tam duyamadıklarından dolayı, ortam gürültüsüyle aynı zamana denk gelen konuşma seslerinin varlığını zorlukla fark ederler. Bu bir anlamda işitme kayıplı bebeklerde dinleme sorununa neden olmaktadır. İşitme kayıplı çocuklar bulundukları iletişim ortamında konuşma seslerine dikkat etme yönünden sorunları vardır ve ne zaman sözel iletişim yönünden dinleme desteğine ihtiyaç duyarlar. Ortam gürültüsü konuşma seslerini maskeleyerek işitme cihazının etkinliğini azaltır. Tüm engelli çocuklar özel eğitim ihtiyacı duyarlar. Bu nedenle her bir işitme engelli bebek için durumuna özel olarak tanımlanmış, değerlendirilmiş ve özgür eğitim kolları ile donanımlı bir eğitim ortamı oluşturulmalıdır. Doğuştan işitme kayıplı bebeklerin erken tanınan ve eğitime tabi tutulanlarla geç tanınan ve eğitime tabi tutulanların seyri birbirinden farklı seyredecektir.


İLETİŞİM YÖNTEMLERİ

İşitme engelli çocuklarda okulda özellikle okul öncesi sınıflarda konuşarak iletişim önerilmektedir. Konuşma ve dudak okuma geliştirilmelidir.

Total iletişim hem işitsel, hem de işitsel olmayan öğelerin örneğin işaret dilinin birarada ve uygun şekilde kullanılmasını amaçlayarak iletişim kurulmasını sağlamaktır. Çok ileri derecede işitme kayıplıların etkin iletişim sağlayabilmesi amacıyla geliştirilmiştir.

Total iletişimde birçok öğretmen, çocuk için temel hedefin konuşmak olduğunu bildirmişlerdir. Çocuğun işitmesinin kalıntısının etkin kullanımı ve konuşmayı geliştirebilmesi için eğitim programına ailenin de katılması gerekir. Ancak çoğu ülkede yapılan çalışmalar sonucunda total iletişim metodunun çok etkin kullanılamadığı için eğitim problemini tamamen çözemediği ortaya konmuştur. Örneğin işitsel ve işitsel olmayan öğelerin eşzamanlı sunulması genellikle önemli bir engel yaratır.

Eğer çocukta rezidüel işitme yoksa konuşma dudak okumayla geliştirilebilir. Bu yöntem konuşmaya uyumlu el hareketlerini gerektirir.

İşitme kayıplı çocuklar dinleme yeteneğinin gelişmesinde özel uyarı ve eğitime ihtiyaç duyarlar. Anadil, konuşma ve dinleme eğitimi erken başlamalıdır. Özellikle dinleme işitmeyi stimüle eder. İşitme engelli çocukların eğitim gördüğü sınıfın akustiği çok önemlidir.

Teknolojinin gelişimi bu ayarı yapmak için iki alternatif sunmuştur.

1) Eğitimin sürdürüldüğü ortamın akustiğinin uygun bir biçimde düzenlenir;

2. İŞitme cihazına ek olarak radyo frekans (FM) sistemi kullanılarak konuşma seslerinin anlaşılmasının gürültüden daha az etkilenmesini sağlayıcı sistemlerden yararlanılır.

3. Her iki kulakta da mevcut olan ileri veya çok ileri derecede işitme kaybı, koklear implant kullanılmasını gerektirebilir.

Sonuç olarak, doğumsal sensorinöral işitme kayıplı bir çocuğun konuşmayı edinebilmesi, uygun seçilmiş işitme cihazlarını veya koklear implantı kullanarak işitme-konuşma eğitimine tabi tutulabilmesine bağlıdır .


KONUŞMA EĞİTİMİ

Eğitim, günlük evde gerçekleşen aktiviteler etrafında planlanmalıdır. Profesyonel tarafından tek gün, aile tarafından her gün gerçekleştirilmelidir. Eğitimci, içinde objelerin bulunduğu çantalar hazırlayabilir, aile bu objeleri tek tek çıkartıp çocuğa verirken ismini ve tanımını yapmalıdır. “Bu bir sabun. Bu sabun çok ağır!” gibi.

Dil hedefleri zamanla daha kompleks olsa da aktiviteler yükleyici olmalıdır. Aile çocuğun dikkatini ses çekebilmeli, nesnenin ismini ve tanımını yapmalı veya zemindeki sesi kontrol edebilmeli.

Aile, çocuğun çevresindeki ilk doktordur. Çocuğun yanıtlarını ilk değerlendirecek kişi onlardır. Terapist ise uyumları, destek gruplarını katılımları, bireysel çabaları rehabilitasyonun başarısındaki en önemli etkendir.